Neden Yüzme
Merhabalar;
Ben Memduha Alptoğan. 12 sene yüzme sporu ile uğraşmış birçok başarılar kazanmış ve bunun devamında bu işin eğitimini alarak 31 senedir antrenörlüğün her kademesinde görev alan mesleğine aşık bir yüzme antrenörüyüm.
Bugünkü yazımın konusu ‘NEDEN YÜZME SPORU YAPMALIYIZ’.
Vücudumuzun kol ve ayak hareketleriyle hiç bir materyal ve kimseden yardım almadan su içinde yaptığı spor dalına YÜZME diyoruz. Olimpik sporların başında olan bu dalı seçmemizin birçok nedeni var.
Bunlardan birincisi ve en önemlisi ‘CAN’ güvenliğimiz. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen bilhassa yaz mevsiminde ne yazık ki boğulma vakalarını duyuyor ve izliyoruz. Bilinçli ve spor kültürü almış aileler erken yaşlarda çocuklarını bu spora yönlendiriyorlar. Şimdilerde yaz-kış bu sporu öğrenmek daha da kolaylaştı. Spor kulüpleri, okullar, belediyeler, Gençlik Spor Müdürlüğü ve federasyon kurumları bünyesinde birçok eğitim hizmeti sunuluyor. Buralarda yüzmeyi öğrenen çocuklardan bu işi seven, yeteneği ve kabiliyeti olanlar, çalışkan ve istekli olanlar sporcu adayı olarak yola başlıyor ve ilerleyen zamanlarda müsabık sporcu olma hakkını elde ediyor.
Diğer bir neden ‘SAĞLIK’. Atalarımızın da dediği gibi işleyen demir pas tutmaz sözü boşuna söylenmemiş. Yüzme, yer çekimine maruz kalmadan, sakatlanma riski en az olan spor dalıdır. Bu sporda vücudumuzdaki tüm kas grupları çalışmaktadır. Çocuklukta kazanılan her yararlı alışkanlık gibi, düzenli egzersiz yapmak zamanı iyi kullanmayı öğretir, vücudumuzun tamamını çalıştırıp şekle sokar ve kilo kontrolü sağlar. Ayrıca kan dolaşımını düzenler, dolaşım sistemine yardımcı olur, oksijenin düzgün kullanılıp hızla dağılmasını sağlar, vücuda kattığı dirençten dolayı sporcuları hastalıktan korur ve sağlam bireyler yetişmesini sağlar. Yüzme egzersizlerinin sinir sistemimizi rahatlatıcı özelliği de bulunmaktadır; bunun neticesinde kasların rahatlaması ve gevşemesi bizlere pozitif bir yaşam sunar.
Diğer bir neden ‘DİSİPLİN’. Bu özelliği en iyi sağlayan sporların başında gelir yüzme. Küçük yaşlarda başlama olanağı olan birkaç spor dalından biri olması ve insan doğasına uygunluğu sebebiyle disiplin kazanmamızı sağlar ve kişiyi daha planlı yaşamaya iter. Dışarıdan bakıldığında zor gibi gözükse de öğrenildikten sonra çok keyifli ve zevkli bir daldır. Buradan kazanılan disiplin, kişinin hayatının her evresinde büyük kolaylık sağlayacak ve mücadele kapasitesini artıracaktır.
Diğer bir neden ‘GÜVEN’. Yüzme sporu ile uğraşan yüzücüler, özgüveni yüksek kişilerdir. Bu spor kişinin kendine güven kazanmasını sağlar. Adaptasyon ve dikkat dağınıklığının engellenmesine yardımcı olur. İçe dönük bireylerde kişinin sosyalleşmesini sağlarken, yeni arkadaşlıklar kazanılmasına da yardımcı olur.
Bir diğer neden ‘BAŞARI’. Yüzücü adayları seneler ilerledikçe lisanslı sporcu olup hem kulüplerini, hem de ülkelerini hem ulusal hem de uluslararası müsabakalarda temsil etme şansı yakalarlar. Bu müsabakalarda elde ettikleri başarılar onları perçinler ve bir sonrası için moral kaynağı olur. Her zaman olduğu gibi kazanmak kadar kaybetmek de sporun doğasında vardır. Başarı, kişiden kişiye değişiklik gösteren bir olgudur. Bazısı için bu sporu yapıyor olmak, kimi için birinci olmak, diğer biri içinde olimpiyat şampiyonu olmak başarının kıstası olabilir. Her zaman söylediğim bir sözü yinelemek istiyorum: Neyi ne kadar istediğimiz ve onun için neleri göze aldığımız ve bitmek bilmeyen arzuyla hedef doğrultusunda planlı -programlı çalışmamız bizi başarıya götürecek yoldur.
Şimdilerde en büyük nedenlerden biri de sağladığı ‘İMKÂNLAR’. Müsabık sporcu olan kişiler elde ettikleri başarılar doğrultusunda birçok orta öğretim-lise ve üniversite kuruluşundan burs kazanmaktadırlar. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de üniversiteler yüzme branşına önem vermekte, başarılı yüzücülere ciddi miktarlarda burs imkânı tanımaktadır. Üniversite şampiyonaları gün geçtikçe yüksek katılımlarla yapılmakta ve buradaki başarılar milli takımlara olumlu etki sağlamaktadır. Yüzme sporu yapan ve yurtdışında okumak isteyen öğrenciler de yüzme bursu alarak hem farklı kültürleri tanıma şansı hem de hedefledikleri mesleklerinde kaliteli eğitim alma şansına sahip olmaktadırlar.
Ve en güzel kazanım ise ‘ARKADAŞLIK’. Kazanmayı ve kaybetmeyi, sevinmeyi ve üzülmeyi, arada kuralları bozmayı birlikte yaşadığımız, yeri geldiğinde arkadaşın için azar işitmeyi, yeri geldiğinde sadece onunla beraber olabilmek adına antrenmana gitmeyi göze aldığımız, yeri geldiğinde sırdaş, bazense kardeş ve en yakın dostumuz olan arkadaşlarımız... Hayatımızın uzun bir bölümünü alan bu yıllar, benim için ‘iyi ki’lerle dolu. Benim kadar şanslı olmanız dileğiyle, SPOR YAPIN SPORLA KALIN…
SEVGİLERİMLE…
